31 Temmuz 2009 Cuma

of what i really am



"You know what happened. You know. You cannot despise me more than I despise myself."

"But I don't despise you—"

"Then you should," said Dumbledore.

28 Temmuz 2009 Salı

bu da Buck'ın dünyası.. hadi naaş!..



'BUCK!.. Adım Buck. Kısaltılmış Buckminster.. Uzatılmış.. Buuuuuck!...'



Buck's Rules to Survive in the World of the Dinosaurs

Rule #1 - Always Listen To Buck!
Rule #2 - Stay In The Middle Of The Trail!
Rule #3 - He Who Has Gas, Travels At The Back Of The Pack..
Rule #4 - We Should All Have Our Heads Examined!
Rule #5 - You Can Ignore Rule Number 2 If There Is A Female Involved, Or Possibly A Cute Dog.



[picks up a rock like it's a cellphone] Hello? No... No I can't really talk right now... Going to retrive a dead sloth. No, I know. They're following ME! Yeah, and they think I'M crazy! O-Okay... We're going into the Chasm of Death, I'm going to loose you. Yeah. O-Okay..
[quietly] I... I love you too. Goodbye... Goodbye!..
[throws the rock aside] Let's get a move on, shall we?




Buck ne zaman kafayı yedi?

'Tam olarak 3 ay önce. Bi sabah uyandımm ve bi ananasla evliydim... Hem de ÇİRKİN bi ananasla!.. Ama onu sevdim....'



Ayağına geçirdiği iskeletle bi kukla gösterisi yaparken, acıktığını söyleyen ayağını 'sen acıkamazsın, sen bir iskeletsin!' diyerek boğazlaması..
'The Buck stops here!'...

25 Temmuz 2009 Cumartesi

"yüreğimde bir çocuk, cebimde bir revolver."


Where does discontent start? You are warm enough, but you shiver. You are fed, yet hunger gnaws you. You have been loved, but your yearning wanders in new fields. And to prod all these there's time, the Bastard Time.
--John Steinbeck

Each of us wages a private battle each day between the grand fantasies we have for ourselves and what actually happens.
--Cathy Guisewite

21 Temmuz 2009 Salı

hide & seek: you don't care a bit


where are we?
what the hell is going on?
the dust has only just begun to form
...
sinking feeling

spin me round again
and rub my eyes,this can't be happening
...
...









hide and seek
...
all those years
they were here first..








oily marks appear on walls
where pleasure moments hung before the takeover,
the sweeping insensitivity of this still life.







hide and seek
... oh, you won't catch me around here.
blood and tears,
-hearts-
they were here first..









mm whatcha say,
mm that you only meant well?
well of course you did!
mm whatcha say,
mm that it's all for the best?
of course it is!
mm whatcha say?
mm that it's just what we need?
you decided this!
whatcha say? mm what did she say?


ransom notes keep falling out your mouth;
mid-sweet talk, newspaper word cut outs.
speak no feeling, no, I don't believe you;
you don't care a bit,
you don't care a bit.


hide and seek..
ransom notes keep falling out your mouth;
mid-sweet talk, newspaper word cut outs.

hide and seek..
speak no feeling, no, i don't believe you;
you don't care a bit,
you don't care a bit.



hide and seek..
oh no, you don't care a bit,
you don't care a bit,
you don't care a bit..

12 Temmuz 2009 Pazar

without all the inaccuracy

yorum serbest


Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
..
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.

Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,
Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.

Öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile,
..
..
Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:

Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.

"last guys don't...


Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
Sırtımı sıvazladı, bana öğüt savurdu.
Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
En alçak tekmelerle beni yere devirdi.

Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı.
Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.

Öyle günler gördüm ki,..
Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
..
..

...finish nice."


Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.

.. ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmuştur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
..
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur

Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
..

Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
..
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
..
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
..

..
..

..
Garip başimın derdi bir yürek taşıyorum.
.. niçin uzak yerlere baktığımı:
İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Görünce gülme sakın çırpınıp aktıgımı:
Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.

..
Aradığım yerlere benzeyiş..


Sabahattin Âli


****???****

8 Temmuz 2009 Çarşamba

2 Temmuz 2009 Perşembe

Yaşamak Görevdir Yangın Yerinde..


***

Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek

Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak

Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak

Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek

Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak

Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek

Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek

Kucaklıyor beni Metin Altıok
"Aldırma" diyor gülerek

"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak"

Ataol Behramoğlu

***

2 Temmuz 1993, Sivas, Pir Sultan Abdal Şenlikleri. Sayısı 20.000'e yaklaşan yobaz grup, tekbir getirerek konukların kaldığı Madımak Oteli'ni ateşe verdi, 33 aydınımız gözler önünde yakıldı.

"Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?"
Nâzım Hikmet




Nesimi Çimen: Üç telli curanın üstadı. Sarız, 1926

Asım Bezirci: Sosyalizm ve Edebiyat. Erzincan, 1927

Metin Altıok: Kara kutu, şiir, felsefe. Bergama,1941

Muhlis Akarsu: Kula kulluk yakışır mı? Kangal, 1948
Behçet Aysan: Sefa’sını ölümüle öğreten şair. Ankara, 1949

Muhibe Akarsu: Akarsuyum böyle miydi ahdımız? Kangal, 1958

Edibe Sulari: Davut Sulari’nin yadigarı. Erzincan, 1953

Uğur Kaynar: Militan, şair, elyazarı. Zara, 1956
Asaf Koçak: Yok devenin kuşu, bir sır “Cop Cumhuriyeti”nin çizeri, Yerköy, 1957

Erdal Ayrancı: Hep barikatın başında. Niğde, 1958

Sehergül Ateş: Biz onunla baba kız değildik. O hem sırdaşım, hem yoldaşım, hem dayanağım
ve gücümdü; babasının sözleri. Ankara, 1953

Hasret Gültekin: Koçgiri’den, Han Köyü’nden. 1965

Muammer Çiçek: Bir oyun yazdı “İnadına Yaşamak”.Yalınyazı Köyü, Zile 1967

Gülender Akça: Abidin ve Sultan’ın gözbebekleri. Divriğinin Şahin Köyü’nden, 1968

Mehmet Atay: Şahanım, şahdamarım, yangın yüreklim. Divriği, 1968
Sait Metin: Uzundu, usuldu dedemin boyu. Divriği, 1970

Carina Johanna: Alevilik araştırmacısı, “yabancı değil”. Hollanda, 1970

Gülsün Karababa: Babası”Kızım benden daha iyi saz çalacak” derdi. Divriği, 1971

İnci Türk: Çiçek açar domur domur dal verir. Balıkesir, 1971
Huriye Özkan: Havanın yüzünde semah dönerken. Ankara, 1971

Murat Gündüz: Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, en sevdiği dize. Ankara, 1971

Ahmet Özyurt: Çok seviyorum düşüncelere dalmayı. Enstein gibi düşünerek kendimden geçmeyi. Kendi dizeleri. Ankara, 1972
Handan Metin: Tüm güzellikleri toplayıp uzun bir yola çıktın. Ankara, 1973

Yeşim Özkan: Ballıhan, erenlerin bal çiçeği. Ankara, 1973

Yasemin Sivri: Kamber’in profesörü, kitap kurdu. Ankara, 1974

Serpil Canik: Kuş olup güvercin donunu giyen, Uyan dağlar uyan Serpil geliyor. Ankara, 1974
Serkan Doğan: Başıma kızıl bağla, arkamdan ağıt yakma anam. Ankara, 1974

Belkıs Çakır: Güne Umut’tan. Ceylanlara karışıp semaha duran. Ankara, 1975

Nurcan Şahin:Kim yakıştırabilir sana ölümü? Ankara, 1975

Özlem Şahin: Okur, meraklı, yerinde duramaz, yaşam delisi. Ankara, 1976
Asuman Sivri: Semah, semah tutkunu, abisinin delisi. Ankara, 1977

Menekşe Kaya: Sazı elinde İsmail’in.Ötme bülbül ötme gönlüm şen değil. Ankara, 1977

Koray Kaya: Pir Sultan’ın genç şehidi. Ve hep öyle kalacak. Ankara, 1981

Yanyana öldüler.

Bugünse, kavruldukları yerde açılan kebapçıda oturup kebap yiyenler var.. 16 yılda ne değişti? Çıktık mı aydınlığa?..

"Senin bu gafletten uyanman için otuzar otuzar yanman mı gerek?.."
Ahmet Yorgun

"Hiçbir şey, eyleme geçmiş cehaletten daha korkunç olamaz."
Johann Wolfgang von Goethe